Bu gördükleriniz en baştaki pembe küpe hariç. Hepsi Pazardan ve hepsi 1 TL. Yoksa siz hala Claries falan gibi yerlerden mi alışveriş yapıyorsunuz? :) Yapmayın yazık paranıza. :)
Bunlardan Pazardan ama 1 TL DEĞİL :( Pembe taç 2.5 Tüylü taç da 7.5 Lira. Benzeleri Kadıköyde Couquetde 39-40 TL falandı.
GeçenlerdeCapital Scandal diye bir dizi izledim. Oradaki oyunculardan birinin tarzına bayıldım. Çok güzel bir kadın . Kafasındaki zımbırtılarda :p pek hoş.
Seyhanbeni mimlemiş ilk mimim bu Blogger olarak heyecan yaptım :P
Benim için önemli olan 5 yer ve Neden?
1-Fatih: Doğup büyüdüğüm semt
2- Kadıköy: Özel bir sebebi yok severim - gezerim.
3- Taksim: Şehrin kalbi
4- Evimmm ve tabiiki odam: Dünyadaki en güvenli ve rahat yer olduğu için tabiiki.
5- Gitmek ve görnek istediğim bütün ülkeler: Meksika, İspanya, İtalya, Fransa, Güney Kore, Brezilya, Arjantin hepsii bir hayal dünyamı canlı tuttukları için önemli :)
Quinceañera İspanyolca 'Quince (15) Años' (yaş-yıl) dan gelir. Güney Amerikada kızların 15. yaş günü partisine verilen isimdir. Kuzey Amerikada Sweet 16 olarak kutlanır. 15. yaş günü genç kızların çocukluktan kadınlığa adım atmaları anlamına gelir ve aileler maddi durumları ölçüsünde bu günü görkemli bir şekilde kutlarlar. Amaç genç kıza kendini prenses gibi hissettirmektir. Eğer paranız varsa bir düğün kadar şatafatlı olabilir bu doğum günü partisi. Her ne kadar Güney Amerika'nın genelinde kutlansa da ülkelere göre kutlamalar farklılık gösterebiliyor. Örneğin; Dominik Cumhuriyetinde partiden çok dinsel bir tören olarak algılanıp, bu şekilde düzenleniyor. Her halükarda doğum günü kızı o güne özel gece elbisesi ya da prenses tarzı bir giysi giyerek, bu günü diğer doğum günlerinden farklı kılıyor. Genellikle saflığı ve temizliği temsil etmesi sebebiyle pembe tercih edilirken, son yıllarda beyaz renk pembenin yerini almış Quinceañera etkinliklerinde.15 yaş günününden sonra çocukluktan çıkan genç kız artık evliliğe ve yetişkin yaşamına adım atmış sayılıyor. Bizde ki gelinlik kız olma durumuyla benzer anlayacağınız :) İşte parti süslerine bir iki örnek. Bunu neden yazdım? Keşke 15 yaşında ve Güney Amerikada olsaydım çoooooook özendim çok :)Buradanaşağıdaki partinin genç kızını görüp diğer resimlere bakabilirsiniz. Buradanda diğer küçük aksesuarları görebilirsiniz. Elbise elbette işin en önemli kısmı ama ben googleda bulduklarımın hiç birini beğenmedim o yüzden eklemiyorum.
Bu kolyeyi çok beğendim. Anlamı da çok güzel. Doğum günüm yaklaşıyor birine aldırmalıyım bunu :)
VAV:Vav Harfi, Allah’ın Vahid ismini ve birliğini simgeler. İnsan vav şeklinde doğar, bir ara doğrulunca kendini elif sanır. Elif kainatın anahtarıdır, vav kainattır. Rabbi vav gibi mütevazı olsun ister kulları. Vavın elifle münasebeti ne kadar iyiyse, kainatın dengeside o kadar düzgündür. İyi bakıldığında, görmek için bakıldığında; bazen bir insanın secdedeki hali, bazen bir ceninin anne karnında ki haline benzer...
Yılbaşı yaklaşırken daha sıklıkla gördüğümüz bu torbalara bayılıyorum. Bunun içine hediye konunca yine de paket yapmak gerekir mi? Bence kendisi başlı başına hediye paketi. Büyük kırtasiyelerde çok pahalı bunlar. Hediye kutusu arıyordum geçende baktım astarı yüzünden pahalıya geliyor.Ucuz bir tane buldum allahtan onu aldım. Stil Direktörü, Seyhangibi elinden her iş gelen hanımlar kesin cicili bicili hediye kutusu da yapabiliyorlardır. :)
Bu saatleri Cumartesi Pazarından almıştım tam evimin önünde kuruluyor. Epey bir süre düşündüm. Sonra almaya karar verdim. 2.5 Liraydı. Sonra bunu satan adamlar gitti. Ben de çok üzüldüm. İlk defa abartılı olmayan şık aksesuarlar bulmuştum. 3 hafta sonra geri geldiler. Bu sefer ne saatler vardı ne de hoşuma giden başka herhangi bir şey :( Yurt dışına hediye göndermeyi düşünüyorum bunları. Kötü bir fikir mi?
Dedimya Kızsal Blog sahibesi olmama sebep olan bir arkadaşım varSeyhan.Uzun yıllardır birbirimizi tanımamıza rağmen blogu sayesinde hakkında gerçekten biraz fikir sahibi olabildiğim bir arkadaşımdır. Bu kadar hain olduğunu bilmezdim daha önce :P Ne yaptı diyeceksiniz? Anlatayım ben her zamanki gibi internette masum, masum dolaşıyordum. Bakayım dedim Seyhan ne yapmış. Bir de ne göreyim benim hep karşısında durduğum marka çantalardan resimler koymuş bloguna. I love you Louis diye de başlık atmış. Ben de okumaya başladım ve o pembe çantaya vuruldum. Tabiiki orjinalini almaya param yetmeyeceği için her yerde sahtesini arıyorum. Hiç bir yerde yok. :( Geçenlerde hanımefendi bana bir link verdi :) Baaak ben aldım senin istediğin de burada diye. O bile çok pahalıydı benim için :( Tabii onun istediği ucuz bir şey. Benimki 170 lira. Normaldir belki ama şu ara böyle bir harcama yapamayacağım. Şimdi insanın böyle bir arkadaşı olunca düşmana ihtiyacı olur mu ki? ha ha ha ha.
Topuklu ayakkabıyla yürümek bir sanattır. Ne yazık ki ben sanatçı değilim. O incecik topukların üzerinde sekmeden yürüyen, ceylan gibi süzülen kadınlara her zaman hayran olmuşumdur. Ben 3 cm topukla takılıp yere düşerken onlar büyük bir rahatlıkla yürüyorlar.(Üstelik benim topuklar kalın.) Nasıl? Lütfen biri bana bunun sırrı varsa söylesin. Tamam zayıf ve ince olmak birinci şart. Ben bu ilk kurala direk uymuyorum. Zaten o ince topuklu ayakkabılar üzerinde dengede bile durmam bir mucize olurdu. Yürümek ise sadece bir hayal. Çok özeniyorum yemin ederim. Çok kadınsı, çok şık, çok zarif. Ancak yetenek istiyor o ayakkabılarla dolaşmak. Geçenlerde hafif topuklu bir bot gördüm ne yazık ki ayak kısmı olduğu halde bilekten olmadı. Yenisini yaparız, kalıba göre ufak bir fark alırız dediler ama annem inanmadı :). Aklım hala o botlarda. Ayakkabıcıdan dönerken önümüzde bir kadın yüksek ve İNCECİK ökçeleri ile yürüyordu. Annem: 'Bak ne güzel ayakkabılar ama 100 gr bir kadın' dedi. Koptum tabii :) Bugün yine ölüp biterek aldığım ama ayağımın canına okuyan ayakkabılarımla dışarı çıktım. Kardeşimle alışveriş merkezine gittik. O dümdüz alanda ben nasıl bulduysam gittim ufacık bir çıkıntıya takıldım. DÜŞTÜM. Bileğimi incittim çok acıyor. Zaten ayakkabı vuruyordu. Topuğuna basıyordum. İnatla giymemin sebebi mazoşist olmam mı? Hayır. Diyorum azıcık kıza benzeyeyim diye :) Evren bana karşı ama çok üzülüyorum :p
Ürdün kraliçesi Rania'yı duymayan var mı? Güzelliğini fark etmeyen? Müslüman bir ülkenin iyi eğitimli, aktif, zeki ve çok çok güzel kraliçesi. Dünya da yeni Lady Di olma yolunda bence. Çok şükür ki kaderi onun ki talihsiz gelişmedi. Bu kadına Youtube u iletişim aracı kullandığından beri daha çok hayranım. Kendi mi düşündü yoksa danışmanları mı akıl verdi? Bilemem ama son derece zekice bir fikir olduğunu söylemeliyim. 2009 senesinde pek video yayınlamadı sanırım ama geçtiğimiz yıl en çok tıklanan videolar arasındaydı. Sadece güzel bir kadın değil Rania aynı zamanda 4 çocuk annesi ve sadece Kralın güzel eşi olarak etrafta salınmıyor. Ülkesinin ve Arap dünyasının ve müslüman kadınların doğru algılanması için aktif olarak çaba gösteriyor. Bir de söylemeden geçemeyeceğim bu kadının yanına o tıknaz adam yakışıyor mu? Kral olmasaydı biraz zor evlenirdi Rania ile :) Ne yapmış ne etmiş diyenlere. Sıkılmadan okuyun lütfen.
NTV-MSNBC'nin haberine göre; Ürdün Kraliçesi Rania, Arap dünyası ve kadınları hakkında varolan önyargıları kırmak için geçtiğimiz aylar boyunca video paylaşım sitesi YouTube’a videolar koydu. “Bana önyargılarınızı gönderin” başlıklı ilk videoda Rania, YouTube kullanıcılarından Arap dünyası hakkında sorular sormalarını, böylece gerçek Arap dünyasını tanımalarına yardımcı olacağını söyledi.
Ürdün Kraliçesi siteye koyduğu ilk videoda şöyle seslendi: “Birbirimizle ilişki kurmanın bu kadar kolay olduğu bir dünyada, yine de kopuk kalıyoruz. Önyargılarımız yüzünden hakkını veremediğimiz bir harikalar dünyası var dışarıda. Hepimiz bir araya gelmeli, bu yanlış anlamaları yıkmalıyız. İnsanların Arap dünyası hakkında tek bildikleri 24 dizisi ve Jack Bauer’den geliyorsa, şaşıracakları çok şey olduğunu düşünüyorum. YouTube diyalog için harika bir platform. Mesajları ulaştırmak için YouTube’u kullanabiliriz.”
Bu video 1,5 milyon kereden daha fazla izlendi, yüzlerce kişi Arap dünyası ile ilgili sorularını ve daha başka yorumlarını bu vesileyle yazdı.
Gördüğü yoğun ilginin ardından Rania, birkaç cevap videosu yayınladı. Bu videolarda, bütün Arap kadınlarının aynı olmadığını vurgulayan Kraliçe, gelen soruları şöyle cevapladı: “Arap dünyasında kadınlar ile erkeklerin henüz eşit hakları yok. Ama bölgedeki bazı ülkeler harika ilerleme kaydetti. Kadınlar, aktivistler ve sivil toplum kuruluşları ayrımcılık ile mücadele ediyor. Doğru yöne doğru hareket ediyoruz. Arap kadınları henüz tam olarak eşit haklara sahip değil. Ama hepsinin baskıya uğruyor ve eziliyor olduğunu varsayamazsınız. Bu birçok başarıyı da görmezlikten gelmek oluyor.
‘Arap dünyasında kadınlara karşı şiddet oluyor mu?’ Evet! ‘Sadece Arap dünyasında mı şiddet oluyor?’ Hayır! Dünyadaki her üç kadından biri şiddete veya suistimale uğramış durumda. Bu bütün dünyadaki bir utanç ve bu savaşı henüz kazanan bir ülke yok. Maalesef namus cinayetleri Ürdün’de dahil olmak üzere Arap dünyasında oluyor. Bu affedilemez ve bunun hiçbir yerinde namus yok. Ama bunun kültürel pratiklerle veya İslam’la ilgisi yok ve bununla mücadele ediliyor.”
Kendi verdiği cevaplar dışında da Rania YouTube’a birçok farklı video koydu. Bu videolarda Ürdün’e gelmiş olan yabancılar veya farklı meslek gruplarından Arap kadınları deneyimlerini anlattı.
MAJESTELERİ HANGİ CEHENNEMDESİNİZ ZATEN YAPILMIŞTI
Rania YouTube’da başlattığı bu kampanya sayesinde geçitiğimiz hafta her yıl verilen “YouTube Vizyoneri” ödülünü aldı. San Francisco’da yapılan ödül törenine katılmayan Kraliçe, hazırladığı esprili bir videoyu göndererek teşekkür etti. Videoda ise CBS kanalında yayınlanan David Letterman’ın şovundan ilham alarak “YouTube’da video yayınlamasının 10 nedenini” saydı:
YOUTUBE KULLANMAMIN 10 NEDENİ
10) Facebook’ta yeteri kadar arkadaşım yoktu.
9) Kraliçe Elizabeth ne yapabiliyorsa, ben daha iyisini yaparım.
8) İnsanların “Jordan”ın sadece basketbol oyuncusu olduğunu düşünmelerinden bıkmıştım
7) Barack Obama, “Evet yapabiliriz” diyordu, ben de “O zaman ben de yaparım” dedim. Bu arada tebrikler Amerika!
6) Orijinal bir fikir olan, “Majesteleri hangi cehennemdesiniz?” zaten yapılmıştı.
5) Simon Cowell’ın yapacağı ses sınavından geçemezdim.
4) Kaykay üzerine bir deve koyamıyordum.
3) Araplar hakkında bildiğiniz şeyler sadece Jack Bauer’den gelmemeliydi.
2) Madonna’nın yerleri silmesi milyonlarca kez tıklandığı için...
1) Çünkü şüphe, hoşgörüsüzlük ve güvensizlik bizi birbirimizden ayırıyor. İşte bu yüzden dünyanın en büyük topluluğunda bir sohbet başlatmak istedim. Dinlediğimiz zaman daha güçlü, paylaştığımız zaman daha akıllıyız. Zaten benim YouTube’da sevdiğim şey bu: Bizi aktif katılıma teşvik etmesi, sesimizin duyulmasını sağlaması, birbirimiz hakkında bilgimizi arttırma ve engelleri yıkma imkanı vermesi. Bir videonun dünyayı değiştireceğini iddia etmiyorum. Ama en azından bazı kişileri değiştirebiliriz. Ve bu da gerçek ilerlemenin başladığı nokta. Teşekkürler YouTube...”
Diğer kozmetik ürünlerinden bilmem ama ojeler vazgeçilmezimdir resmen. O kadar ki Yotube da falan nasıl oje sürülür, tırnak süsleri bakım sırları vb. ilgili videolar izliyorum. Tabiiki ben uygulayamıyorum ha ha :) Türkiyede kozmetik sektöründe pek çok farklı markada pek çok farklı ürün bulunabilir belki ama oje dendimi Flormarı tek geçiyorum. Başka markaları da denedim bir iki kez ama ı ıhıh sevmedim. Benim renklerim belli zaten. Koyu renkler onların dışında efsanevi 319 (rakı beyazı) var eğer firma bir gün bu rengi üretmekten vageçerse o gün güzellik salonlarının, fransız manikürünün bittiği gündür. Abartmış olabilirim ama bence öyle zaten her renkten bir tane varken. 319 dan iki tane var ne olur ne olmaz :) Genelde ben bir şeyi beğendimmi aynısını bulamam bir dahaki sefere ya da seneye. Mesela Algidanın çikolata parçalı çilekli dondurması vardı bayılırdım. Bu yaz her yerde aradım ama yok üretilmiyormuş artık. Sakızlı muhallebi vardı mesela onun da akibeti aynı oldu. Pazarda çok beğendiğim bir tokacı vardı adama dedim ki bu pazarın en güzel incik boncuğu sizde, ertesi hafta göremedim kendisini bir daha açmayacakmış :)) Dün gittim bir kaç tane oje aldım. Ne olur ne olmaz diye zaten sevdiğim renkler de kalmamıştı elimde. İnternetten daha ucuzdu birazcık ama TC kimlik nosu istiyorlar sanal alışverişte ben de hoşlanmadım bu uygulamadan son anda vazgeçtim. Gittim alışveriş merkezinden aldım. Rimelini de aldım o da güzel. Yani reklam gibi oldu ama cidden hem fiyatı hem kalitesi çok iyi. Nasıl durduğunu görmek için sol elime farklı renkleri sürdüm. Işıktan falan pek belli değil ama idare ediniz artık :) Ya ben bunu yazdım ya inşallah şirket batmaz ha ha ha :)
Kırmızıların biri 48 diğeri 321. Görünmeyen baş parmağımda da True Color 33 var. :)
Bir de nail art video kız İngilizce konuşuyor ama görseli bize yeter :)
Bende en sonunda kendime blogspotta bir blog açıp yayınlamaya karar verdim. Başka bir blogum daha var ama izlediğim diziler, filmler, okuduğum kitaplar vb. ile ilgili. Burayıda kokoş olma çabalarımı somutlaştırmak için açtım hadi hayırlısı :)
